Ana içeriğe atla

Hepimizin 'Yardım'a İhtiyacı Var



Acı hissedebilmek canlı olduğunun, başka birinin acısını hissetmek insan olduğumuzun göstergesidir.
İnsan olabilmenin diğer bir insanı düşünebilmekten geçtiğini düşünüyorum. Bu konu hem saygıyla ilgilidir hem de adalet duygusuyla . Fakirlik veya açlık konularını ele alan ateistlerin sıkça sorduğu sorulardan biri ‘’ Madem Allahınız var nerede ve bu insanlar neden açlar,neden ölüyorlar ‘’dir. Bir söz vardı ‘’dünyadaki açlık fakirleri doyuramadığımız için değil zenginleri doyuramadığımız içindir.’’ diye. Bu adaletle ilgili bir konudur. Daha varlıklı bir ailede doğmuş olmak bizim tercihimiz olmadığı gibi bazı sorunlar ve eksiklikler yaşamamız da bizim tercihimiz değildir. Ya da yıllarca çok varlıklı bir hayat sürüp dibi görmüş insanlar olabiliriz. Hiç garantisi olmayan konulardır bunlar. Beş yıl sonra paranızın olacağına garanti verebilir misiniz?  Kimsenin yarın sıfırı görmeyeceğinin garantisini veremediği bir dünyada kötü şartlarda yaşayan insanlara neden yardım etmeyelim ki?


Yardım nedir? Birine para vermek? Birine yemek vermek? Birinin kapısını tutmak? Bir köpeğe yemek vermek? Birinin ödevine destek olmak? Bunlar ve daha niceleri. Yardım etmek hem edene hem edilene iyi gelen bir eylemdir. Bir sınırı da bulunmamaktadır. Her yerde her alanda birilerine yardımcı olabiliriz.Otobüste bir teyzeye yer vererek veya birine günaydın diyerek mesela. Yardımları kategorilere ayırmak biraz zor ,çok geniş bir alanda olduğu için ama genel hatlarıyla maddi ve manevi yardımlar olarak ikiye ayırmak mümkündür. Maddi yardımlar daha çok materyal veya para gibi konuları kapsarken, manevi yardımlar psikolojik destek, ilgi alaka olarak düşünülebilir. Maddi destekler manevi destek içerebilir, manevi destekler de maddi çözümler sunabilir.
Araştırmalar gösteriyor ki insanlara yardım etmenin birçok açıdan insana faydası bulunmaktadır. Manevi ve psikolojik anlamda bizi iyileştirip mutlu etmesinin yanında kalp için fizyolojik açıdan bile faydası olduğu ispatlanmıştır. Yeni bir bilimsel araştırmaya göre toplumsal iyilik için harcama yapmak tansiyonumuza tıpkı sağlıklı bir diyet ve egzersiz gibi iyi gelebiliyor. Başka bir araştırma da başka birine faydalı olmanın yüksek tansiyonu düşürdüğünü ortaya koymuştur. Kalp damar hastalıklarına iyi geldiği keşfedilmiştir. Bunların yanında günlük hayatın stresinin yıkıcı yanlarının etkisini azalttığı psikolojik olarak insanlara terapi gibi geldiği ortaya çıkmıştır. Tabi ki iyi geldiği ve mutlu ettiği için yardımlar yapılırsa sağlam bir temele oturtulmadığı için istenilen etkiyi göstermeyebilir. Ama birine yardımcı olmak dünya üzerinde’’ vererek aldığın ‘’ tek şeydir.



İhtiyaç nedir? Bir üst model telefon? Bir üst model araba? Pırlanta kolye? Ekmek? Su? İhtiyaç gereksinim dediğimiz şey kişiden kişiye değişen bir olgudur. Görecelidir. İhtiyaçlarımızı da ikiye ayırmak mümkündür ; hayatımızı sürdürmemiz için gerekenler ve hayatta kalmakla alakası olmayan kendi isteklerimiz. Reklamların asıl  ihtiyacımız olanla ,reklamı yapanların satmak istediği şeyin önceliklerini değiştirmeyi amaçladığını duymuştum .Yaptıkları ya önceliklerimizi değiştirmek ya da aslında ihtiyacımız olan bir şeyi çaktırmadan en elzem şeyler listesine sokmaktır. Reklam sektörüne suçu atamam, onlar insanların boşluklarını bulup onları doldurmayı amaçlıyorlar. Boşlukları dolduruyor diye onları suçlayıp , düşünmezsek olmaz. Ben bir süredir alışveriş yapmadan önce kendime bir takım sorular sormaya çalışıyorum. Tüketim çağında her bireyin bunu yapması gerektiğine inanıyorum.

  • Bu alacağım şeyi neden istiyorum?
  • Almadığım takdirde  beni nasıl etkileyecek?
  • Bunun yerine daha elzem bir ihtiyacım var mı?
  • Alacağım şeyin alternatifine sahip miyim?  vb.
Bu soruları tek tek yanıtladığımda gönül rahatlığıyla alabildiğim şeyler dışında, ''alışveriş çılgınlığı''na evrilmiyorum. Bunu yapmadığı için kimseyi yargılayamam çünkü dediğim gibi '' ihtiyaç'' dediğimiz şey görecelidir. Sizden tek ricam yaşamak için gerekli ihtiyaçlarını karşılayamayan insanlar için daha duyarlı olmanız. Bu bir rica ya da öneri .Siz ne derseniz.




Sizlere tamamen bağımsız bir organizasyondan bahsetmek istiyorum. Bu organizasyon 2017 yılının kasım ayında başlamış olup o günden beri aralıksız olarak devam etmektedir. Organizasyonumuzun adı ‘’Ankara Yardım Faaliyetleri’ dir. Hiçbir politik ya da dini düşünceye bağlı olmayıp her türlü kesimden her fikirden insanı bir araya getirip onları da yardıma ihtiyacı olan insanlarla buluşturan güzel bir organizasyon. Dernek veya vakıf gibi bir yere bağlı olmadan  bir buçuk yıldır yaklaşık her haftasonu Ankara'nın unutulmuş terkedilmiş sokaklarında yaşamaya çalışan insanlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Çoğu öğrenci olmasına ve ellerinde büyük maddi güçler olmamasına rağmen bazen sadece sıcak bir gülümsemeyle kapılarını çalıp biz buradayız diyoruz. Özellikle havalar güzelken dışarıda yapılan daha çok çocukların amaçlandığı etkinliklerle hem yardıma katılanların hem o çocukların güzel vakitler geçirmelerini sağlamış, hem de dertlerini birazcık olsa unutmuş olmaları sağlanmıştır.Futbol oynamayı seven arkadaşlar çocuklarla takımlara ayrılıp maç yapıyor, diğerleriyle top oynayıp ip atlıyoruz. Bazı şekerlemeler ikram ederek çocukların yüzlerini güldürürken bir yandan gitar çalıp şarkı söyleyerek eğlenmelerini sağlıyoruz. Belki içinde sıkıştıkları o hayatlardan uzaklaşıp nefes alabilirler diye. Yüksek bir ekonomik yeterliliğe gerek bile duyulmadan sadece vakit harcayarak ve ilgi göstererek ağabeylik ablalık yapıyoruz çocuklara . Onlara armağan edilen bir çocuk kitabıyla belki hayal dünyalarına ve geleceklerine katkı sağlayabiliriz. Eşleri vefat etmiş kadınlar için örgü  ve evde yapılabilecek işler üreterek gelir elde etmeleri için Örgü Birliği adında bir instagram sayfası da var. Onlara örgüler öğretilerek hem bir şey üretmenin keyfine varmaları hem de maddi anlamda kendi paralarını kazanmaları sağlamaya çalışıyoruz.Bunun yanı sıra yine çocuklar için 4-5 haftalık eğitim grupları oluşturularak onlara mahremiyet ,temizlik eğitimi.. gibi konularda ,eğitimle alanında olan arkadaşlarımız çocuklara eğitici-öğretici etkinlikler dersler yaptırmaktalar.Çünkü bir çocuğun hayatına dokunmak geleceğe dokunmak demektir. Hasta olmak her yaştan insan için kötüdür elbette ama çocukların hasta olması beni en derinden üzen şeylerdendir. Sağ olsunlar sağlık alanında okuyan-çalışan arkadaşlarımızla birçok  çocuğun tedavileri,bakımları gerçekleştirildi. Kelebek hastası iki miniğimizin pansumanlarla ve sevgiyle ne kadar yol katettiğini görmek ,gülücüklerini duymak  kalplerimize şifa oluyor. Parolamız sevgi, vizyonumuz #teşviket  .



  Bizler o çocuklardan , eşi olmayan kadınlardan , hastalardan ve zor durumdaki tüm insanlıktan sorumluyuz. Dili,dini ,ırkı,rengi... ne olursa olsun .Sorumluluk bilinciyle hareket edersek erdemlilerden olabiliriz.
Sevgiyle kalın...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lesson; Death

I think  , death is most important subject in our life but  catching on death  is hard for people.People avoid talking about death and they try to forget it. When somebody talk about death ,other people become silent .  Even though people forget death, death does not forget people. Nowadays , I am reading  The Hitchhiker's Guide to the Galaxy.In the begining of book , something happened '' Planet Eart  must be destroyed in order to make a road. Before a  few time this operation, just one who has name ''Ford''  knew  that the World would be destroyed.He would not care everything. (Everything means everything). In that moment, Arthur ,Ford's friend, was trying to save his house.Ford said to his friend ''Calm down ,Let it go and  Let's drink some beer''. After they went a bar and drunk some beer. In bar, Ford was trying to tell his friend that his house was not important and world would be destroyed. Ford was trying to emphasize that any

Ankara'yı Sevme Rehberi -1

Başlangıcı bir Yılmaz Erdoğan şiiriyle yapmalı ... Ankara'yı sevmeyene bir zulümdür  bu kadar insanın neden Ankara'yı sevdiğini anlamadan  Ankara'da yaşamak  yollarına hep sevdiğimiz insanların  adlarını vermediler ama biz her duvara  bilvesile onların adını yazarak yaşadık  kül ve betondan mürekkep  yaşadıkça yaşanılası gelen  o tuhaf bozkır kokusunda.  Ankara'ya öyle yakışırdı ki kar.  asfaltlar ışıldar...  Ben Ankara'da doğmuş ve 24 yıldır burada yaşayan biri olarak kendime Ankaralı sıfatını layık görebilirim sanırım. Annem Kızılcahamamlı, babam ise Kazanlı olduğu için her açıdan da o Ankarayı hissedebilirim. Liseye Altındağda bulunan (hatta Çinçin) Yıldırım Beyazıt Anadolu başladığım için ,kendini  yeni yeni bilebilen bir birey olarak Ulus gerçeğiyle oldukça erken tanıştım. Ama itiraf etmem gerekirse Ulusu avcumun içi gibi biliyorum ve Ulus atmosferini seviyorum (pavyonlar dışında).  Ulustan açılmışken konu Ulusta olan şahane güzel yerlerden