Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Evrensel Bir Kıssa; Nuh Tufanı

Nuh tufanı...Mitolojide, dinlerde, destanlarda, kutsal kitaplarda...İnsanlığın ortak paydalarından biridir Nuh. Yazılı olarak en eski kaynağının Tevrat olduğu sanılsa da geçen yüzyıl içerinde yapılan yeni kazılarda ortaya çıkan Asur kralı Asurbanipal (MÖ.668-631) döneminden kalma bir yazıt şok etkisi yaratmıştır. Asurbanipal  özellikle aslan avlamasıyla ünlü olsa da  kalan zamanlarında ilmi işlerle uğraşmaktaydı. Dünyada sistematik olarak toplanmış ve listelenmiş ilk kütüphaneyi Asurbanipal kurmuştur. Kütüphanenin kalıntıları 1800lerin ortalarında çıkarılmış ve incelendiğinde bilim dünyasını oldukça şaşırtmıştır. Kütüphanedeki eserler arasında en eski edebi eserlerden biri olduğu düşünülen Gılgamış Destanı da bulunuyordu. Destanın bir kısmı günümüzde ''Tufan Tableti'' olarak anılan tabletin üzerine yazılmıştı,bu tablette Büyük Tufan anlatılıyordu. Şaşırtıcı olan da buydu, daha önce ilk olarak yalnızca  kutsal kitapta bahsedildiği bilinirken daha eski bir kalıntıda birbi

DÜĞME

-Abla! Abla! Salondaki koltuk kırlentinin altında bir düğme buldum. Napayım ? Duygularını o zamana kadar büyük bir kuvvetle bastırmanın verdiği bir sancı hissetti gözlerinde. Aylardır evine kimseyi kabul etmemişti. Oturacak yer bulamayacak kadar dağınık olması dert değildi de , toz astımını kötü etkiliyordu.Komşusundan bir yardımcı önermesini istediğinde ,kendi köylüsü Zeliha'yı önermişti. Eli her işe yatkındır hem de çalmaz etmez demişti. -Ablaaa! Pembe bi şey bu. Kelebek var üzerinde.Senden mi düştü ki? Cevap da veremiyordu .Zeliha ısrarla soruyordu; -Baksana abla, sabahlığının olmasın.Eksiği var mı? -Tamam ver Zeliha .Perdeler makinadaydı bitmiştir .Git salona as onları .Merdivene de dikkatli çık .Hadi .Ben odamdayım rahatsız etme beni. Avucunda ateş tutuyordu.Pembe bir düğme.Kelebekli .Hiç ait olduğu yere dikilmemiş ,hiç deliğiyle ilişmemişti.Yumruğunu açmadan yatağına uzandı. Bacaklarını karnına doğru çekti. Küçücük olmuştu. Keşke bir kordonu olsaydı da boynuna dola

Nehir Misali

Hayatta değer verdiğimiz insanların pek azı hayatımıza dışarıdan girer. Ailemiz ve evlatlarımızla aynı kaynaktan geliriz. Farklı bir kaynaktan gelerek birleştiğimiz insanlar da vardır. Mesela arkadaşlarımız. Farklı noktalarda doğup aynı noktada buluşup bilikte akmaya başlarız nehirler gibi. Bazısıyla aynı debide olmayız ,yönümüz farklıdır, suyumuzda taşıdığımız şeyler farklıdır. Yollarımız ayırmak için yönümüzü değiştirebiliriz ya da çoktan onların da yönü değişmiştir. 25 yaşıma gelene kadar arkama dönüp nehirlerin haritasına pek bakmamıştım. Dönüp baktığımda çok uzun soluklu bir kaç nehrin benimle akmaya devam ettiğini gördüm. Yirmi yıl uzunluğunda nehirler. Daha kısaları... Uzunca olup noktalananlar da var, uzun olup denize dökülenler de . Çeyrek asırlık bir çınar oldum ve o nehirler bana su taşıyor. Hayatım kaçında noktalanır ve bana kaç nehir su taşır bilmiyorum ,hayat bu . Bir kaç yıl önce arkadaşlık tanımım değiştiğinde yolda inecekler olduğunu anlamıştım. Arkadaş yük demek